29 Ekim 2015 Perşembe

Görüntülü Masallar


Görüntülü Masal izle

 Masallar geçmişten gelen ve günümüze taşınan kültür mirasında önemli bir konuma sahip. Çocuklar için hazırlanmış görüntülü masallar sitesi çocukların beğenisini kazanmış durumda. Görsel eğitimin önem kazandığı son zamanlarda çocuklarımıza görüntülü masallar izlettirerek eğitimi onlar için daha eğlenceli hale getirebiliriz. Hepimiz masalların çocukluğumuzda nasıl bir yer tuttuğunu biliyoruz. Kimi zaman dedemizden kimi zaman ninemizden, annemizden ya da babamızdan sabır ve merakla dinlediğimiz masallar… Küçükken dinlediğimiz masallar bugün bile aklımızda kaldıysa eğer, geçmişle geleceği birbirine bağlamayı becermiş demektir. Öncelikle görüntülü masal sitesi çok iyi tasarlanmış bir site, ekranın sağ alt tarafına doğru olan kategoriler kısmı web sitesinin kullanımını kolay hale dönüştürüyor. Zaten çocuk masalları adına istediğiniz herşeye bu menüden ulaşabiliyorsunuz. Peki bu kategoriler neler? Yerli masallar olarak; Türk masalları, Mevlana masalları, Nasrettin hoca masalları keloğlan masalları var. Sizde çocuklarınızın hayal dünyasını geniş tutmak, onları geleceğe daha güzel hazırlamak ve büyüdüklerinde bile sizi unutmamalarını sağlamak adına masalları öğrenin ve çocuklarınıza anlatın. Kültür mirasımızın gelecek nesillere aktarılması adına bu çok önemli. Görüntülü masallar sitemizde bu noktada iyi vakit geçirebileceğiniz, çocuklarınız için birçok masal öğrenebileceğiniz nezih bir site. Faydalanmayı ihmal etmeyiniz.

27 Ekim 2015 Salı

Tarla Faresi ile Şehir Faresi


Şehir Faresi İle Tarla Faresi Masalı
Bir varmış Bir yokmuş.. Çok eskiden tarla faresi ile şehir faresi arkadaş olmuş. İkisi birbirlerini çok severmiş. Aralarında güzel bir dostluk kurulmuş. Şehir faresi sık sık tarla faresini ziyaret edermiş. Birlikte kırlarda güle oynaya vakit geçirirlermiş. Diledikleri kadar koşar, zıplar, yuvarlanırlarmış…
Bir gün şehir faresi arkadaşını yemeğe davet etmiş.
-Bu akşam bize gel. Sana güzel bir sofra hazırlayayım. Azıcık miden bayram etsin, demiş.
Bu davete tarla faresi çok sevinmiş. Yiyeceği yemeklerin hayalini kurmaya başlamış. Bütün gece rüyasında peynirler, tatlılar, pastalar görmüş. Bu arada şehir faresinin evinde bir telaş bir telaş… Çeşit çeşit yiyecekler, pastalar hazırlanmış. Bütün gün koşturup durmuş.
Akşam tarla faresi kalkıp gelmiş. Bakmış, masanın üzeri çeşit çeşit yiyeceklerle dolu. Masada hiçbir şey eksik değilmiş. Hemen sofraya oturmuşlar. Ziyafet neşeli başlamış.
Tarla faresi önce pastadan bir lokma alacakmış. Tam çatalını uzatmış, dışarıdan sesler gelmiş.
Şehir faresi hemen deliğine kaçmış. Ardından da tarla faresi kendini zor atmış deliğe.
Korkudan kalpleri küt küt atıyormuş.
Tarla faresi sormuş:
-Evin kedisi olabilir mi?
Şehir faresi cevap vermiş:
-Sanırım onun gürültüsüydü.
Yeniden sofraya oturmuşlar. Ama artık neşeleri kaçmış, tedirgin olmuşlar.
Tarla faresi bu kez çatalını böreğe uzatmış. Tam lokmayı ağzına atacakmış, yine sesler işitmişler.Apar topar ikisi de kendilerini deliğe atmış. Yüzleri korkudan sapsarı olmuş.
Korkudan tir tir titriyorlarmış.
Tarla faresi sormuş:
-Evin hanımı olabilir mi?
Şehir faresi cevaplamış:
-Belki odur bilemem.
Sesler kesilince delikten çıkmışlar.
Şehir faresi:
-Kusura bakma. Bazen böyle şeyler oluyor. Haydi yemeğimize devam edelim, demiş.
Tarla faresi:
-Bu kadar yeter! Korku içinde yemek istemem, demiş. Yarın sen bana gel. Kuru ekmek yeriz belki ama kimse de bizi korkutamaz.
Jean de La Fontaine masalı